“Nöroendokrin tümörü bulunan hastalar için birçok farklı tedavi seçeneği mevcuttur.”.
“Herşeyden önce tümörün büyüme hızını dikkate alarak bir karar veriyoruz.”
“Hastalara sunabileceğimiz çeşitli anti-tümör ajanlar mevcut.”
“Tedavi NET’in tipine bağlıdır. Genelde, lokalize hastalıkta cerrahi küratif bir tedavi oluyor.”
Aşağıdaki tabloda NET’lerde kullanılan çeşitli tedaviler gösterilmektedir. Sizin için en uygun tedavi seçeneklerini konuşmak ve belirlemek için her zaman doktorunuza danışınız.
NET’ler için tedavi seçenekleri
Eğer görüntüleme testleri primer tümörün bir alanda (lokalize) olduğunu veya vücutta sadece bir oraganla sınırlı yayılım olduğunu gösterirse cerrahi genellikle ilk tedavi seçeneğidir. Cerrahi olarak tümörü tamamen çıkarmak mümkünse başka bir tedavi gerekmeyebilir.
Primer tümörün yayılmış (metastaz yapmış) olsa dahi tümörü ve diğer ikincil tümörleri kısmen çıkarmak gene de mümkün olabilir.
Buna genelde tümör debulking (tümör hacminin küçültülmesi) denir.
Eğer GEP-NET’ler veya diğer NET’ler bir organı, örneğin barsağı tıkamışsa cerrahi ile tıkanıklık ortadan kaldırılabilir. Tümör karaciğere yayılmışsa cerrahi ile karaciğerin tümör bulunan kısımları çıkarılabilir. Çok nadiren karaciğer nakli düşünülebilir.
Radyasyon tedavisi NET’ler için en yaygın kullanılan tedavilerden biridir. Kanser hücrelerini hasara veya yıkıma uğratmak için yüksek enerjili parçacıklar veya dalgalar, örneğin röntgen ışınları, gamma ışınları, elektron demeti veya protonlar kullanılır.
Radyoterapi verilemeden önce tümörlerin yerini tam olarak belirlemek için görüntüleme testleri kullanılacaktır.
Radyasyon tedavisinin hedefi kanseri yüksek olasılıkla tedavi etmek veya küçültmek ve tedavinin yan etkilerinden kaçınmak için çevre sağlıklı doku hücrelerine en düşük dozu vermektir. Radyasyon tedavisinin diğer isimleri radyoterapi, ışınlama veya röntgen tedavisidir.
Eksternal ışın radyoterapisi kanser hastalarına kısa, günlük dıştan uygulanan tedaviler şeklinde, genellikle birkaç hafta süreyle verilir.
Doğrusal hızlandırıcı adı verilen büyük bir röntgen makinesine benzeyen bir cihazla uygulanır. Kısa tedavilerin her birine fraksiyon adı verilir. Fraksiyonlar halinde eksternal ışın tedavisi verilmesi normal hücrelere kanser hücrelerinden daha az zarar verildiği anlamına gelir.
İntra-operatif radyasyon tedavisi (IORT) daha yenidir ve cerrahi sırasında radyasyon tedavisi vermenin en etkili şeklidir. Cerrahi sırasında radyasyon tümörün çıkarıldığı yere doğrudan uygulanır. Bu işlem mikroskobik tümör hücrelerini ortadan kaldırmayı ve tümörün yeniden büyümesi olasılığını azaltmayı sağlar. Bazı olgularda tek tedavi yeterli olabilir fakat bazı hastalara cerrahiden sonra kısa süreli ilave eksternal ışın tedavisi gerekebilir.
Kemoterapi genellikle kanser hücrelerinin çoğalma ve bölünme özelliğini durdurarak kanser hücrelerini ortadan kaldırmak için anti-kanser (sitotoksik) ilaçların kullanılmasıdır. Sistemik kemoterapi kan yoluyla vücuttaki nöroendokrin kanser hücrelerine ulaşması için kana verilir.
Yaygın kullanılan kemoterapi uygulamaları toplar damara iğneyle ince bir tüp (kateter) yerleştirilerek verilmesi (intravenöz uygulama) veya ağızdan alınan hap veya kapsül şeklindedir.
Size verilecek kemoterapi NET’lerin vücudunuzun neresinden başladığına göre belirlenir.
Örneğin, bazı kişiler pankreastaki (pankreatik NET’ler) veya akciğerlerdeki (bronşiyal NET’ler). NET’lerin tedavisi için kemoterapi alabilir. Kemoterapi NET’lerin tedavisinde tek başına veya bu bölümde bahsedilen diğer tedaviler ve işlemlerle birlikte kullanılabilir.
Hedefe yönelik kanser tedavileri kanserin büyümesini, çoğalmasını ve yayılmasını karsinogenezde (normal hücrelerin kanser hücresine dönüştüğü süreç), tümör damarlanmasında ve tümörün büyümesinde rol alan özgün moleküllere etki ederek engelleyen ilaçlar veya diğer maddelerdir.
Bu tedavilere moleküler hedefe yönelik tedaviler de denir. Kanser hücreleri ile normal hücreler arasındaki biyolojik farkları hedefleyerek belirli nöroendokrin kanser tiplerinin tedavisinde kullanılırlar.
Bazı moleküler hedefe yönelik tedaviler kanserin biyolojik özelliklerini hedefleyerek kanser hücreleriyle savaşır.
Hedefe yönelik kanser tedavileri NET’leri olan, çoğu daha önce somatostatin analoğu tedavi almış bazı kişilere önerilebilir.
Somatostatin analogları somatostatinin etkisini taklit eden ilaçlardır.
Somatostatin vücutta doğal olarak üretilen bir hormondur. Somatostatin analogları nöroendokrin tümörlerin ishal, ani, kızarma ve hırıltı gibi belirtilerine neden olan diğer hormonların aşırı üretimini durdurabilir.
Somatostatin analogları NET’lerin belirtilerini vücudun çok fazla hormon üretmesini durdurarak azaltabilir. Ayrıca bazı tip NET’lerin büyümesini kontrol altına alabilir.
İnterferon vücudun bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonlarda, örneğin gripte, doğal olarak ürettiği bir maddedir.
İnterferon biyolojik tedavi veya immünoterapi olarak da adlandırılır ve NET’leri olan bazı kişilerin tedavisinde kullanılır.
Bazen interferon NET tedavisinde tek başına kullanılabilir.
Ancak, sıklıkla somatostatin analogları ile birlikte kombinasyon tedavisinin bir parçası olarak kullanılır. İnterferon NET’leri olan herkes için uygun olmayabilir.
Başka tedavi seçeneklerinin klinik gelişimi devam etmektedir, bu tedaviler gelecekte erişilebilir duruma gelebilir. Lütfen bu tür tedavilerin henüz onaylanmamış olduğuna ve ülkenizde onaylanmama ve erişimi olmama ihtimali bulunduğuna dikkat ediniz.
Hedefe yönelik radyonüklid tedavi aynı zamanda peptid reseptör radyonüklid tedavi (PRRT) veya hormonla iletilen radyoterapi olarak da adlandırılır. PRRT tümör hücrelerinin yüzeyindeki reseptörleri hedeflemek için radyoaktif maddeler (radyonüklidler) kullanılmasına dayanır.
Bu NET tedavisinde radyonüklidler kimyasal olarak hormonlarla (somatostatin analogları) birleştirilmiştir. Bu kombinasyon tedavisi vücuda enjekte edildiğinde nöroendokrin kanser hücrelerinin yüzeyinde sabitlenecek ve hedeflenen radyasyon dozunu vererek tümörün büyümesini önleyecek ve hatta tümörü ortadan kaldıracaktır.
Vücudun bağışıklık sistemini özellikle kanser hücrelerine saldırmak için kullanan, interferon dışında da ilaçlar ve yaklaşımlar geliştirilmektedir.
Bir yaklaşım, bir hücrenin kanserli olduğunu fark edip normal hücrelere zarar vermeden onu ortadan kaldıracak laboratuarda üretilen antikorların kullanılmasıdır.
Başka bir yaklaşım, kişinin kanını alıp T-hücre denen bir kan hücresi tipini ayırmak, laboratuarda uyarlamak ve aynı hastaya geri vermektir.
Bunun ardından, uyarlanan T-hücreler normal hücrelere değil kanser hücrelerine daha fazla saldırır.